İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, gizli fon dolandırıcılığı davası görüldü.
Yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 21 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen Şube Müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen 7 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar ile Ali Yörük ve bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmaya aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu’nun da bulunduğu bazı müştekiler de taraf avukatlarıyla katıldı.
“Ağabeyim bana para verir, ben de ne kadar olduğunu sormazdım”
Turan, Muslera, Belözoğlu ve Erzan’ın savunmalarının ardından devam eden duruşmada Arda Turan’ın kardeşi Okan Turan da tanık olarak dinlendi. Okan Turan ifadesinde şöyle dedi:
‘’Ağabeyim Arda Turan, banka şube müdürü Seçil Erzan’a para veriyordu. Ben şubede Seçil hanıma ve Asiye hanıma zaman zaman para teslim ettim. Seçil Erzan’a para teslim etmek için 5-6 kez yanına gitmişimdir. Ben Seçil Erzan’a ne kadar para teslim ettiğimi bilmiyorum. Ağabeyim bana para verir, ben de ne kadar olduğunu sormazdım”
Duruşmada gerginlik oldu
Sanık Nazlı Can ise savunmasında şunları söyledi:
“Ben hala ne yaşadığımı anlamış değilim. Burada olanlar adeta bir film gibi. Seçil hala birilerini suçluyor. Olay şu anlama geliyor, ‘hırsızın hiç mi suçu yok’. Seçil, annesinin hastane parasından kol saati parasına kadar her şeyi benim üzerimden gönderiyordu. Ben de kendisine neden benim üzerimden her şeyi gönderiyorsun dediğimde, ‘Ben banka müdürüyüm Benim üzerimden hesap hareketlerim görünmesin’ diyordu. Seçil herkesi inandırıyordu. İnsan akıl tutulması yaşıyordu. Seçil bana diyor ya ‘Nazlı anlatsın her şeyi’ asıl kendisi anlatsın. Benim yedi sülalemin hesaplarına bakılsın”
Nazlı Can’ın savunmasına sinirlenen Seçil Erzan ise, ‘Kardeşi arabasını ne kadar zamanda aldı, cevap versin?’ diye sordu. Nazlı Can ise, “Kardeşimi ikna etti. Ben 20 yıldır Seçil ile görüşmüyordum. Nerden çıktı karşıma’ dedi. Bunun üzerine Erzan, “Ben kardeşini nasıl ikna edebilirim? Kardeşini kendisi ikna etti” diye karşılık verdi.
“Beni Türkiye’nin en büyük dolandırıcısı yaptılar”
Duruşmada tekrar söz almak isteyen Erzan şu cümleleri kurdu:
“Ben bir sarmalın içine düştüm. Bankanın bunu bilme ihtimali yüzde yüz vardı, biliyordu. Ben dolandırıcı değilim, beni Türkiye’nin en büyük dolandırıcısı yaptılar. Mağduriyetler var, bunun giderilmesi için ne yapmam gerekiyorsa razıyım. Ben niye hayatımı mahvedeyim? Ben de babamın bir kızıyım, babam vefat etmiş, ben niye bunları insanlar para kazansın diye yapayım? Hep kendime güvendim ben, para görmek bile istemiyordum”
Ara kararlar
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük’ün tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Müşteki Selçuk İnan’ın beyanının alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına karar veren heyet, Denizbank’ın bazı çalışanları ile üst düzey yöneticileri Sermin Tekin, Cenk İzgi, Tanju Kaya ve Oğuz Atilla’nın “tanık” sıfatıyla dinlenilmesine hükmetti.
Heyet, tanık Hakan Kıran hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına karar verirken, müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera’nın davaya katılma talebini kabul etti.
Heyet, Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş’in “tanık” olarak dinlenilmesi talebinin banka yöneticilerinin dinlenilmesinden sonra değerlendirilmesine hükmederek, tanıklar Fatih Terim ve Nur Erkasap’ın dinlenilmesi talebinin de bir sonraki celse değerlendirilmesini kararlaştırdı.
Duruşma 24 Mayıs’a ertelendi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın, bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu, kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturup, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan’ın 252 yıla kadar hapsi isteniyor
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi.
Erzan’ın, 77 yıldan 252 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)